26.05.2010 saat:19.03
Zeyn.: Sadabattayız.Esra, Gizem, ben oturuyoruz. Kavunlu nargilemiz var. Birazdan kahvelerimiz gelcek. Nurcan-Gökay içerdeymiş. Yemek yiyorlar. Masamız çok güzel bir yerde, köşede. Bob Marley çalıyor.
Gizem'in nargileden yuvarlak(halka) duman çıkarmasına "tebrikle uygulaması" çok komik.
Kırmızı sipsimiz Esra&Zeynep&_ _ _ _ _
Giz.:İçinde "Güral" harfi olan hatta bu bide porselenciymiş.EEE o kadar yazıyor.2'si(Esra&Zeynep) foto çekiliyor. Tıpkı suda uçuşan baloncuklar gibi.
Esra.:Pis havuzun yanında bugünkü tüm olumsuzluklara karşı keyiflenmeye çalışmak yazıcaktım ki Gizem "tabu tabi"(tekerleme unsuru) yazmam için tutturduğu için şevkim kaçtı."Şevki" kim derseniz bende bilmiyorum...(Gülen sadece Esra...)
Giz.:Bugünkü ilk efendi garson bu. Birazdan tavla gelcek. Ne kadar eğlenceliyiz dimi =/ puf.
Zeyn.:Eğleniyorum ben ya banane!
Gizem, Esra'nın falına bakıyor. Fincan tabakta kapalı kaldı.Gizem'in dediğine göre dileği kabul olcakmış. 5 vakte kadar bişey olcakmış. Engelleri aşmanın ortasındaymış, çaba gösterirse birşeycik kalmıcakmış. Biriyle konuşma yapcakmış. Karşısındaki kişi iyi niyetli ve mahcup durcakmış. Bu kişi pat diye konuşuvercekmiş.NOT:Hala Bob Marley çalıyor.saat:19.42. İçinde B harfi olan birinin karşısında deniz atı çıkmış. İyi birşeydir diye yorumladık. O kişi bütün sorumluluklarını üstlenebilirmiş Esra'nın.Bastırılmış duygular içerisindeymiş Esra. Saçlarını alttan toplayan biriyle kavga çıkmış. NOT:Bir kedi havuzun içinde birşeyler arıyor.
Esra.:İçim daralıyor. Vucüdum ruhuma dar gelmekle birlikte, ruhumun azaldığını hissediyorum. Sebepsiz sıkılmak canımı çok acıtıyor ve insanları anlayamıyorum. İyiki varsınız...(Giz,Zeyn,Nurc) Niye satırları aralıklı bırakarak yazdığımı anlamadım.
Zeyn.:Gözümü gökyüzüne çevirdim. Uçan martıyı gördüm. Süzülmek, boyut, uçmak kavramlarını içimin en derininde yaşadım...
"Ayrılmam" çalıyor. Çok sevdim adamın sesini.İyiki buraya gelmişiz. (Gizem Not: Kaçan 70'ten sonra güneşte kavrulmamak için mecburi olarak.)
"Formsuzluğun Formu" var üzerimizde.
Giz.:Akustik olan herşey güzeldir.
Akşam çok güzel, nargilenin közü(virgülsüz) gördüğüme sevindim.
Adam:Tüm fenerliler için söylüyorum.
Esra:Hadi bakalım =)
Gizem:Bursanın ufak tefek taşları...
Adam:Geçmem bir daha kadıköyden lalallalalalağ
Bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri...
Zeyn.:Adamda Bülent Ortaçgil, Yaşar, Yeni Türkü sesi var. Adam da ne ararsan var. İmza mı alsak!
Esra.:Tak etti canıma bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri
Kulağımla oynayan ama aslında koparan Gizem'e hitaben>KoparEveGötür.
Zeyn.:Soranında bileninde öğreteninde aaaaaa canı sağolsun. Bu dünyaya sevmeye geldik, eşi dostu görmeye geldik...
Esra.:Zeynep, Gizem'e fal bakıyor. Şarkıcı adam ara verdi. Nurcan-Gökay tavla oynuyor, bende nargileyle aşk yaşıyorum.
Nurc.:O zaman biz geldik.Yemeklerimizi yedik. Satrançta berabere kalmıştık fakat Gökay çirkeflik yapıp yendiğini iddia edince hırs yapıp tavlada yendim onu.
Zeyn.:Saat:21.12 olmuş.Eve dönüş zamanı geldi.Güzeldi ya, hoşçakal.
NOT:Tam defteri kapattıyordum ki martı gene uçtu tepeden...
28 Mayıs 2010 Cuma
22 Mayıs 2010 Cumartesi
Sadece Uçmak İstemiştik.
Nerdeyse uçuyorduk. Ama kapıları açmayı unutmuşlar. Bizde madem öyle dedik ki hadi o zaman uçar gibi yapalım. Üstelik en ön bizi bekliyordu. Heyecanlı bekleyiş sırasında yapılan röportajların arasında birden sarsıldık… İlk tepkiler;
-(mutlu bir) Arkişcommmmmmmmm
+(acıklı bir) Arkişcommmmmmmmm
Derken hava-landık. Tepesi güzeldi. 2. tepkiler :
+ arkişcom tam burası çok güzeeell. Hayııır burası değiiilll.
- arkişcom acıktım aşağıya inince burgera gidelim .
+ Hıaaeee.
Küçük uçuşumuz sona erdikten sonra büyük uçuşa dalan ağlak gözlerimizi yan tarafa çevirdik ve yolumuza devam ettik. Etraf sıcak kaynıyordu. Aslında o kadarda sıcak falan değildi sadece abartıyorduk. Çünkü abartmak güzeldir. 3 adet burger rotası belirledikten sonra en yakınına doğru yola koyulduk. O sırada zeus kızgındı havayı karatmış bizim burgerdan çıkmamızı bekliyordu. Çıktık evet bunu yaptık. Etraf yukardan düşen sulara bulanmıştı. Ama bu kadar suyun yere düşmesine izin veremezdik tabi. Bi kısmını üzerimize almak istedik. Evet kendimizi birden yağmurun içinde bulduk. Amaç romantiklikmiş gibi etrafa gülücükler saçarken ıslanan organlarımızı görmezden geldik. Ve ilerledik.
Çevrenin şaşkın bakışları tepemizdeyken, tepemiz çevredeydi. Aldırmadık koşmayı yürümeye çevirdik ve organlarımızın damlaları hissetmesine olanak verdik. Ve işte durak oradaydı. Zaten ıslanmış olan bedenimize bir darbede geçen Porshe dan geldi. Aldırmıyor inatla yürümeye, gülümsemeye devam ediyorduk. Ta ki yardımsever kızların şemsiye altına girmemiz teklifine kadar. Bu öyle absürt bir şeydi ki ciddi olup olmadıklarını anlamamız yıllar aldı. (Abartmak güzeldir.) zaten daha ne kadar ıslanabilirdik ki. Ama çok ısrar ettiler kıramadık üzülmesinler diye şemsiyelerini paylaşma isteklerini geri çeviremedik. Zeynep’ arkişcom saçım düzgün mü?’ sorusuyla ortalığı allak bullak etti. Hafif bir karın kası yaptık ve o sırada geçen otobüse el kaldırdık. Ne mi oldu. Otobüs durdu. Evet amansızca ve umarsızca durdu. İçeri yöneldik fonda bip sesleriyle. Yolcular bize bir çift hmm şey gözüyle bakıyordu nasıl desem yağmur vurgunu yemiş sıçan olmuş sonra birazda evrim geçirerek insanı andırmış. Şemsiyesiz 2 genç gözüyle bakışları arasında otobüsün arka saflarına doğru ilerleyişimizi sürdürdük. Ve oturduk indik. Hala yağmur yağıyordu. Aldırmamazlık hoş bir şey. Ve sonunda eve gelmiştik. Gizemin annesi evde yok sanıyorduk ama beklenen olmadı ve yakalandık içeri kaçtık. Aynada kendimizi görünce hafif çaplı depresyon geçirdik saç kurutma makinasıyla depresyonumuzu etrafa moleküller halinde dağıttık onlar artık buhardı. (ne güzel uzatıyoruz dimi.esneme oku)
Her neyse bu kadar tantana yeter bugün uçamadık işte. Okby.
Eşitliğin iki tarafı gibi….
-Giz+Zeyn
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)